Türkiye’de 1983 yılında “Çevre
Kanunu”nun kabul edilmesi ve Türkiye’nin çevre konusunda taraf olduğu
uluslararası sözleşmeler, sahip olunan çevresel değerlerin korunması yönünde
bilinçli ve sistematik çalışmaların başlatılmasını ve sürdürülmesini
sağlamıştır. Ancak gerek küresel düzeyde gerekse de ulusal düzeyde çevrenin ve
çevresel değerlerin korunmasına yönelik bilinç gün geçtikçe gelişmektedir. Bunların
yanında Türkiye’nin Avrupa Birliği adaylığı süreci de çevre yönetimi konusunda
olumlu katkılar yapmıştır. Bu olguların etkisiyle bir taraftan çevre mevzuatı,
diğer taraftan da çevre yönetimi/çevresel alanların korunmasına yönelik yönetim
faaliyetleri değişmekte ve yeni bir çehre kazanmaktadır. Bu kapsamda 2011
yılında merkezi yönetim düzeyinde çevre yönetiminin yeniden yapılandırılması
gerçekleşmiş ve Çevre ve Orman Bakanlığı kapatılarak çevrenin korunması ve
geliştirilmesi sorumluluğu Çevre ve Şehircilik Bakanlığına verilmiştir. Aynı
zamanda önemli bir korunan alan kategorisi olan özel çevre koruma bölgelerinden
sorumlu olan Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı kapatılmıştır. Anılan Başkanlığa 383 sayılı KHK ile verilen
görev, yetki ve sorumluluklar Çevre ve Şehircilik Bakanlığına devredilmiştir.
Bakanlığın çalışmaları sonucunda çıkarılan “Korunan
Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik”
ve buna dayalı olarak yapılan işlemler neticesinde mevzuatımıza girmiş olan
“milli parklar”, “tabiat parkları”, “tabiatı koruma alanları”, “doğal sit
alanları”, “özel çevre koruma bölgeleri” gibi korunan alanlar yanında doğal sit
alanları için “kesin korunacak hassas alan” “nitelikli doğal koruma alanları”
gibi yeni koruma statüleri de oluşturulmuştur.
Bu çalışma ile Türkiye’de
çevre yönetimi ve korunan alanlara ilişkin mevzuat düzenlemeleri
özetlenmektedir. Çalışmanın temel amacı, Türkiye’de 2010’dan sonra korunan
alanlara yönelik ortaya çıkan gelişmeleri mevzuat ve yönetim açısından incelemektir.
Bu kapsamda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçiş ile birlikte genelde çevre
yönetimi, özelde korunan alanların yönetimine ilişkin gelişmeler de ele alınmış
ve değerlendirilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Derleme Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018Cilt: 10 Sayı: 4 |