In this article, the beginning point is the statement that geopolitics is a science while the main question is what is the importance
of critical geopolitics discourse international politics system. As an “efficient” factor in politics history from the beginning of
19th century, geopolitics is one of the critical factors that affecting international system and power struggles between countries.
Throughout the history, Geopolitics, which is the science of politics on geography, focused on geographical areas to be
inspected on geographical reasons for expansion of states. The purpose of this article has been written is to evaluate in terms of
critical geopolitics the analysis of foreign policy in international relations. Critical geopolitics have been a concept are identified
of the international relations discipline since Cold War. The most important reason of this case is the change of geopolitical
perception of new period after the cold war. Social, economical, political, military, culturel and technological values came out in
ddition to geographical futures like location, borders and unity. Because of this, geopolitical theory is evaluated in a wide
context. In this respect the geopolitical discourse matters in importance factor the practices of foreign policy. The perspective of
geopolitics approach is adopted as the theoretical framework and focuses on the geopolitical discourse of the foreign policy
analysis of states.
Devletlerin, dış politika belirlemeye yönelik tercihlerini oluşturan öncelikli etken konumlandıkları coğrafyalar ve bu
coğrafyalardan kaynaklanan farklılıklardır. Bir ülkenin dünya üzerindeki konumu değerlendirilirken, bu konumun dış politika
ortamında jeopolitik bir değeri olup olmadığı karşılaştırmaları da beraberinde gelmektedir. Kuşkusuz jeopolitik dış politika
kararlarında tek belirleyici değildir. Ancak bir ülkenin diğer ülkelerle kıyaslandığında ortaya çıkan değerleri, güç unsurları ile
birleştiğinde olası sonuçları olumlu ya da olumsuz etkileme özelliğine sahiptir. Jeopolitik, On Dokuzuncu Yüzyılın başından
itibaren ülkeler arasındaki güç mücadelesini ve uluslararası sistemi etkileyen bir bilim dalı olmuştur. Bu açıdan klasik jeopolitik
yaklaşımlar, devletlerin coğrafi alanlar üzerinde denetim kurması ve devletlerin genişlemesi için gerekli olan coğrafi nedenler
üzerine odaklanmıştır. Eleştirel jeopolitik ise Uluslararası İlişkiler disiplininde Soğuk Savaş sürecinden itibaren tanımlanan bir
kavram olmuştur. Bu durumun en önemli nedeni Soğuk Savaş sonrası girilen yeni süreçte jeopolitik algının değişmiş olmasıdır.
Jeopolitik algı, yalnızca konum, genişlik, sınır ve bütünlük gibi coğrafi özellik tanımlamalarından öte sosyal, ekonomik, siyasi,
askeri, kültürel ve teknolojik değerleri ön plana alan kuramlarla geliştirilerek değerlendirilmeye başlanmıştır. Bu açıdan
jeopolitik söylemin dış politika uygulamalarındaki önemi ve etkisi sıklıkla tartışılmaya başlanmıştır. Eleştirel yaklaşımlar,
özellikle jeopolitik gerekçelerin kökenine inerek, gerçekliğin nasıl bir yapıda inşa edildiği, sunulduğu ve meşruluk kazandığı
sürecine odaklanmıştır.
Bölüm | Derleme Makale |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Nisan 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016Cilt: 8 Sayı: 2 |