Bir ülkenin vergi sistemi içinde gelir üzerinden alınan vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı ne ölçüde yüksek ise o ölçüde adil bir vergi sisteminden söz edilir. Çünkü gelir vergisi en az geçim indirimi, artan oranlı tarife yapısı ve ayırma ilkesinin uygulanmasına elverişliliği nedeniyle kişisel ödeme gücüne en kolay uydurulabilen bir vergidir. Vergi sisteminin en adil vergisi olduğu söylenen gelir vergisinin kendi içinde adil olduğu söylenebilir mi? Yani her bir gelir unsuru adil bir vergilendirilmeye tabi tutuluyor mu? Toplam gelir vergisinin oluşumunda kanunda belirtilen gelir unsurlarının farklı oranda katkıları bulunmaktadır. Bazı ticaret ve serbest meslek erbabı vergi yükümlülerinin ödediği vergilerin asgari ücretlilerin yıllık ödediği verginin tutarına bile ulaşmadığı tartışılan ve gündemde olan bir konudur. Gelir vergisinde ücretliler aleyhine olan bu adaletsizliğin oluşmasında gelir unsurlarının farklı vergilendirme usulleri ile vergilendirilmesi etkili midir? Bu usuller ücretliler lehine değiştirilemez mi? Ücretlerin vergilendirme usullerinden kaynaklanan adaletsizlik çalışma hayatını olumsuz etkilediği gibi beyan esasına dayanan vergilendirme usulünü de olumsuz etkilemektedir. Oysa gelirin unsurlarının her birinden alınacak vergi, vergi yükümlüsünün ödeme gücüyle orantılı olmalıdır. Bu çalışmada ücret unsuru ele alınarak, ücretlerin vergilendirme usullerinden bahsedilecek ve ücretliler aleyhine olan bazı uygulamalara dikkat çekilecektir.
Diğer ID | JA43YF45PB |
---|---|
Bölüm | Derleme Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Temmuz 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014Cilt: 6 Sayı: 2 |