Although the influence of positivism on public administration has diminished, this neglect continues today. However, in today's academic world, it is recognised that biographies and self-narratives have an important place in understanding social reality. Especially the developments in the discipline of history have revealed the importance of a historiography that goes beyond the story of dynasties and important events. In line with this development, there has been a call for the study of biographies and self-narratives in public administration. In this article, in line with this call, the biographical material on Nevzat Tandoğan, one of the bureaucrats of the One Party period, is analysed in the axis of politics-administration relationship. Tandoğan has a life story in which bureaucracy and politics intersect since he served as governor and mayor in the capital for most of the single party period. The 3 May Events and the Ankara Murder, which are focused on in the study, are important in terms of reflecting the transformation in the relationship between politics and administration. In both cases, Tandoğan tried to act together with the bureaucratic coterie of which he was a part. However, Tandoğan, who could act according to the circumstances on 3 May, could not keep up with the pace of developments in the Ankara Murder a few years later. The process leading to Tandoğan's death points to the dissolution of the bureaucratic elite. Tandoğan's death is the harbinger of a new era in terms of showing that the bureaucratic elite's influence in both fields could no longer be sustained as before in a period when government-politics relations were intertwined.
Republic Bureaucrat Politics-Administration Biography Tandogan
Pozitivizmin kamu yönetimi üzerindeki etkisi azalmakla birlikte bu ihmal günümüzde de varlığını sürdürmektedir. Oysa günümüz akademik dünyasında biyografilerin ve ben anlatılarının toplumsal gerçekliğin anlaşılmasında önemli bir yeri olduğu kabul görmektedir. Özellikle tarih disiplini içerisinde yaşanan gelişmeler hanedanların ve önemli olayların hikâyesinin ötesine geçen bir tarih yazımının önemini ortaya koymuştur. Bu gelişmeye uygun olarak kamu yönetiminde de biyografilerin ve ben anlatılarının çalışılması yönünde bir çağrı yapılmıştır. Makalede bu çağrıya uygun olarak Tek Parti dönemi bürokratlarından Nevzat Tandoğan’a ilişkin biyogarafik malzemesi siyaset–yönetim ilişkisi ekseninde incelenmiştir. Tandoğan, tek parti döneminin büyük bölümünde başkentte vali ve belediye başkanı olarak görev yapması dolayısıyla bürokrasi ile siyasetin kesiştiği bir hayat hikâyesine sahiptir. Araştırmada üzerinde durulan 3 Mayıs Olayları ve Ankara Cinayeti ise siyaset–yönetim ilişkisinde yaşanan dönüşümü yansıtmaları bakımından önemlidir. Tandoğan her iki örnekte de parçası olduğu bürokratik zümreyle birlikte hareket etmeye çalışmıştır. Ancak 3 Mayıs’ta şartlara göre hareket edebilen Tandoğan, birkaç yıl sonraki Ankara Cinayeti’nde gelişmelerin hızına ayak uyduramamıştır. Tandoğan’ı ölüme götüren süreç bürokratik zümredeki çözülmeye işaret etmektedir. Tandoğan’ın ölümü yönetim-siyaset ilişkilerinin iç içe geçtiği bir dönemde bürokratik seçkinlerin her iki alandaki etkinliğinin artık eskisi gibi sürdürülemez olduğunu göstermesi açısından yeni bir dönemin habercisidir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kamu Yönetimi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 27 Mart 2025 |
Yayımlanma Tarihi | 29 Mart 2025 |
Gönderilme Tarihi | 20 Şubat 2025 |
Kabul Tarihi | 20 Mart 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025Cilt: 17 Sayı: 1 |