Sovyet sonrası küresel literatürün siyaset bilimi akademisinde en hararetle tartışılan meselesi, demokratik değerlerin yeni oluşan devletlere nasıl entegre edileceğine yönelikti. 1990’lı yıllara karşılık gelen bu dönem, SSCB’nin dağılması ile meydana gelen yeni ulus devletlerin demokrasi ve bağımsızlık hikayelerini oluşturdukları ve buna bağlı olarak uluslararası ortamın siyasal sistem ve siyasal rejim tartışmalarını da beraberinde gündeme getirmişti. Batı kaynaklarının iddiası bir barış döneminin başladığı, devamında demokrasi düzeninin oturacağı ve dahası liberal demokrasinin ön plana çıktığı küresel bir zafer kazanıldığı yönündeydi. Bu öngörü özellikle SSCB’den ayrılan ve Batı ile kültürel ya da coğrafi anlamda entegre olabilecek devletler için düşünülmüş bir projeydi. Gürcistan hem bu nitelikte bir devlet olması hem de kuruluşundan itibaren Rusya ve Batı arasında kurduğu denge siyaseti dolayısıyla çalışmanın merkezine alınmıştır. Bu çalışma Gürcistan hakkında bu öngörülerin gerçekleşip gerçekleşmediğine dair bir yorumu içerirken, Gürcistan’ın siyasi kurumlarını, sosyal ve siyasi yapısını, seçim sistemleriyle beraber bir Batı ülkesi olup olmadığını ortaya koymaya çalışacaktır
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |